Skip Global Navigation to Main Content
Skip Breadcrumb Navigation
RESMİ KONUŞMA METİNLERİ

Başkan Obama’nın Libya’daki Amerikan Büyükelçiliği Personelinin Hayatını Kaybetmesi Üzerine Yaptığı Açıklama

12 Eylül 2012

Beyaz Saray
Basın Ofisi

BAŞKAN: Günaydın. Hergün, tüm dünyada, Amerikalı diplomatlar ve çalışanlar ülkemizin çıkarlarını ve değerlerini yükseltmek için yorulmadan çalışıyorlar. Çoğu kez ailelerinden uzakta kalıyorlar. Bazen, büyük tehlikelerle yüzyüze kalıyorlar. 

Dün, bu bahsettiğim inanılmaz insanlardan dördü Bingazi’deki diplomatik misyona gerçekleştirilen saldırıda öldürüldü. Hayatını kaybedenlerden ikisi Büyükelçi Chris Stevens ve Dışişleri Yetkilisi Sean Smith’di. Hala diğer kayıpların ailelerine haber verme sürecindeyiz. Ve bugün Amerikalılar hayatını kaybedenlerin ailelerini düşünceleriyle ve dualarıyla ayakta tutuyorlar. 

Birleşik Devletler bu korkunç ve şok edici saldırıyı en kuvvetli şekilde kınıyor. Diplomatlarımızın güvenliğinin sağlanması konusunda Libya Hükümeti’yle birlikte çalışıyoruz. Aynı zamanda yönetime tüm dünyadaki diplomatik misyonlardaki güvenliğin arttırılması konusunda talimat verdim. İnsanlarımıza saldıran bu katilleri adaletin önüne çıkarabilmek için Libya Hükümeti’yle birlikte çalışacağımızdan şüpheniz olmasın. 

Kuruluşundan bu yana Birleşik Devletler tüm inançlara saygı duyan bir devlet olmuştur. Başkalarının dini inancını kötülemeye çalışan tüm çabaları redediyoruz. Fakat bu anlamsız şiddetin hiçbir şekilde gerekçesi olamaz. Hiç bir şekilde. Tüm dünya bu acımasız eylemleri reddetmek için birarada olmalı.  

Şimdiden birçok Libyalı bizim yanımızda oldular. Bu saldırı Birleşik Devletler ve Libya arasındaki bağları yok etmeyecek. Libya güvenlik güçleri saldırganlara karşı Amerikalılarla birlikte mücadele verdiler. Libyalılar bazı diplomatlarımıza güvenli yer arayışında yardımcı oldular ve Büyükelçi Stevens’ı hayatını kaybettiğini öğrendiğimiz hastaneye taşıdılar. 

Özellikle Chris Stevens’ın, kurtarılmasında yardımcı olduğu Bingazi’de öldürülmüş olması çok trajedik bir hadisedir. Libya devriminin en hareketli zamanlarında Chris bizim Bingazi’deki misyonumuzu yönetiyordu. Karakteristik yetenekleri, cesareti ve azmiyle Libyalı devrimcilerle ilişki kurdu ve onlara yeni bir Libya kurmaları konusunda yardımcı oldu. Kaddafi rejimi sona erdiğinde, Chris bizim yeni Libya’daki Büyükelçimiz olarak yine görev başındaydı ve bu genç demokrasiyi desteklemek için yorulmadan çalıştı. Hem ben hem de Dışişleri Bakanı Clinton onun Libya hakkındaki bilgisine derin bir güven duyduk. O, kendisiyle çalışanlar ve onun adımlarını takip edecek genç diplomatlar için bir rol modeldi.  

Meslektaşlarıyla birlikte Chris, daha çok yeni bir savaş deneyimi yaşamış bir ülkede hayatını kaybetti. Bugün, kayıplarımız çok yeni fakat onları daima hatırlayacağız. Bıraktıkları mirasın bizim kıyılarımızdan çok uzakta yaptıkları işlerle ve evlerinde onları sevenlerin kalplerinde yaşayacağından hiç şüphem yok. 

Tabi ki 11 Eylül halihazırda bizim ulusumuz için sancılı bir gündü. O gün kaybettiklerimizin aileleriyle yas tuttuk. Dün, Irak ve Afganistan’da en üst düzeyde fedakarlık yapanların yattığı kutsal Arlington Mezarlığı’nı ve Walter Reed yaralılarını ziyaret edip onlara teşekkür etme fırsatı buldum. Ve dün gece Bingazi’deki saldırının haberi aldık.  

Amerikalılar olarak, özgürlüğümüzün sürekliliğini; uğrunda savaşmayı isteyen, ona arka çıkan ve bazen de hayatlarını feda edebilecek insanların varlığına borçlu olduğumuz asla unutmayalım. Ülkemiz; insanlarının karakterleri ve tüm dünyada bizi temsil eden gerek sivillerin gerek askerlerin hizmetleri ölçüsünde güçlüdür.

Hiçbir terör olayı bu büyük ulusun azmini sarsamaz, karakterini değiştiremez ve sahip olduğumuz değerlerin ışığını söndüremez. Bugün Amerika Birleşik Devletleri’ni en iyi şekilde temsil eden dört Amerikalı için daha yas tutuyoruz. Bu korkunç olayda adaletin yerini bulması konusundaki kararlılığımızı kaybetmeyeceğiz. Ve emin olun ki adalet yerini bulacak. 

Fakat biliyoruz ki, sözkonusu Amerikalıların hayatları onlara saldıranlarınkiyle tam olarak karşı noktalardaydı. Kaybettiğimiz dört Amerikalı özgürlük ve insanlık onurunu savunuyorlardı. Onlar her Amerikalı’ya büyük gurur vermeliler ve bayrağımızın tüm dünyadaki insanlara özgürlük ve onuru temsil etmesi umudunu aşılamalılar.  

Kayıplarımızın ailelerinin acılarını içtenlikle paylaşıyoruz. Onların anılarıyla yolumuza devam edelim ve onların daha güçlü Amerika ve çocuklarımız için daha iyi bir dünya arayışını devam ettirelim. 

Teşekkürler. Tanrı kayıplarımızı kutsasın ve Amerika Birleşik Devletleri’ni korusun.