New York Times Barack Obama’nın açıkladığı ulusal güvenlik ekibini, yeni başkanın özgüveninin bir yansıması olarak değerlendiriyor:

“Sınırlı bir dış politika tecrübesine sahip olan Obama, Dışişleri Bakanlığına Hillary Clinton’ı getirerek, gerektiğinde kendisiyle farklı fikirleri savunmaktan korkmayacak ve alanında uzman isimlerle çalışmak istediğini göstermiş oldu. Robert Gates’in Savunma Bakanlığında bırakılması ve Ulusal Güvenlik Danışmanlığı’na James Jones’un getirilmesi de Obama’nın Pentagon’la ilişkilerini rahatlatacaktır. Amerika’nın iki ayrı savaş yürüttüğü bir dönemde, orduyla iyi ilişkiler büyük bir önem taşıyor. Obama’nın önünde çok zor görevler var ve bu görevleri başarması için iyi bir ekibe ihtiyacı olacak.”

Christian Science Monitor Obama’nın ekonomi kurmayları gibi ulusal güvenlik ekibinin de kendi alanında yetkin isimlerden oluştuğunu belirtiyor. Gazete, Obama’nın bu ekiple, farklı yaklaşımlar arasında en doğru ve dengeli olanı seçme imkanına sahip olacağını yazıyor:

“Dış politikada hepsi de birbirinden acil sorunlar çözüm bekliyor. Obama’nın bu çok yönlü sorunlarla eşzamanlı olarak uğraşması gerekiyor. Dış gündemin bu çok yönlülüğünün yanı sıra, dünyadaki güç dengesi de giderek daha karmaşık bir hale geliyor. Obama ekibinin, Amerika’nın dünya liderliği konusundaki iddiasını sürdürmesi için yoğun bir çalışma içine girmesi gerekiyor. Küresel mali krizin de gösterdiği gibi, diğer ülkeler ekonomik açıdan güçlendikçe, Washington da kendine yer bulmaya çalışan aktörlerden biri haline gelecek. Obama bütün bu zor görevlerde kendisine yardımcı olacak üç yetenekli isim seçti. Ancak sonuçta bu zorlukların aşılıp aşılmayacağı kendi çabalarına bağlı olacak.”

Amerikan ekonomisinin resmen durgunluğa girdiğini yazan USA Today gazetesi, Obama’dan seçim kampanyasında verdiği bazı sözleri gözden geçirmesini istiyor. Gazete, özellikle üç konu üzerinde duruyor:

“Obama, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Antlaşmasını yeniden müzakereye açacağını söylemişti. Ancak küresel ekonominin böylesine kırılgan olduğu bir dönemde, her türlü korumacı yaklaşımdan uzak durması gerekiyor. Petrol fiyatlarının düştüğü bir dönemde, petrol şirketlerinin karlarından alınacak vergileri artırma düşüncesi de çok mantıklı görünmüyor. İşyerlerindeki sendika oylamalarında, işçilerin verdikleri oyların açıkça bilinmesi düşüncesinden de vazgeçilmesi gerekiyor. Obama’nın adaylık sürecinde verdiği bütün sözlerden vazgeçmesi beklenemez. Ancak özellikle bu üç konuyu rafa kaldırması  gerekiyor.”

Washington Post,  Hindistan’daki terör saldırılarının ardından şüphelerin Pakistan üzerinde yoğunlaştığını kaydediyor. Gazete, Pakistan’ın bu şüpheleri ortadan kaldırmak için teröre karşı harekete geçmesinin şart olduğunu vurguluyor:

“Dışişleri bakanı Condoleezza Rice’ın Güney Asya’da giderken söylediği gibi, “tam ve mutlak bir şeffaflık ve işbirliği” gerekiyor. Krizin çözümü Pakistan’ın elinde. Pakistan’da demokrasiyi korumanın ve iki nükleer güç arasında savaşı önlemenin yolu, İslamabad’ın Leşker-i Tayba ve benzeri örgütleri tamamen ve denetlenebilir bir biçimde kapatmasından geçiyor. Pakistan bu hedefe ulaşmak için inandırıcı bir plan ve ikna edici sonuçlar sunarsa, Washington’un desteğini hak edebilir.