USA Today, başkan Bush’a ayakkabısını fırlatan Iraklı gazetecinin
kahraman ilan edilmesini, Irak’ta istikrar açısından endişe verici
buluyor. Gazete, özellikle Amerikan askerlerinin çekilmesinden sonra
Irak’ı ciddi bir sınav beklediğini vurguluyor:
"Amerikan askerleri,
şehirlerden çekildikten sonra da, eğitim amacıyla Irak birlikleriyle
birlikte görev yapmaya devam edecek. Zaten, Irak birlikleri hazır
olmadan çekilmek aptalca olurdu. Bugün el Zeydi’yi kahraman ilan
edenler de bundan rahatsızlık duyuyor. İşin en ironik kısmı ise el
Zeydi’nin rejim değişikliğinden yararlanacak olması. Saddam Hüseyin
döneminde ona veya misafir devlet başkanına yönelik bir saldırı,
otomatik olarak ölüm cezasıyla sonuçlanırdı. El Zeydi, saldırı
sonrasında tartaklandı. Bu da elbette demokrasi açısından ideal bir
durum değil."
Boston Globe, banker Bernard Madoff’un Amerikan tarihinin
en büyük yolsuzluklarından birini gerçekleştirmesinde finans
sektöründeki denetimsizliğin etkili olduğunu savunuyor. Gazete,
skandalın federal görevlilerce değil, Madoff’un oğulları tarafından
ortaya çıkarıldığını yazıyor:
"Saadet zincirleri, yatırımcılara ancak
yeni kurbanların paralarıyla ödeme yapılan klasik bir mali yolsuzluk
biçimidir. Madoff, geçen hafta tutuklanıncaya kadar çok büyük ölçekli
bir saadet zinciri kurmayı başardı. Yetkililer dolandırıcılığın
boyutunun 50 milyar doları bulduğunu söylüyor. Madoff her ne kadar çok
bilinen bir yöntem uygulamış olsa da, skandalın patlak vermesi finans
sektöründeki daha genel sorunları yeniden gündeme getirdi. Yeterince
denetlenmeyen yatırım araçları çok büyük miktarlara ulaşabiliyor.
Ayrıca bu tür yatırımlara duyulan aşırı güven bütün mali sistemi
sarsabiliyor. Bu açıdan bakıldığında, Amerikan ekonomisi için klasik
yolsuzluklar, bu tür kitlesel yanılsamalara göre daha küçük bir tehdit
oluşturuyor."
Los Angeles Times, Barack Obama’nın Amerika’da doğmadığı
gerekçesiyle başkan olamayacağı yönündeki itirazın reddedildiğini
hatırlatıyor. Obama’nın Honolulu’da doğduğunu hatırlatan gazete, yine
de Anayasa’da bu konuda değişiklik yapılmasını istiyor:
"Amerika’da
doğmayan ya da anne-babası Amerikalı olmayan adayların başkanlık
seçimine girmesi engellenmeli mi? Anayasaya göre, başkanın doğuştan
Amerikalı olması gerekiyor. Oysa, başka ülkelerde doğan binlerce
Amerikalı eyalet valisi, senatör, asker ve devlet adamı olarak bu
ülkeye hizmet etti. Buna rağmen, başkan olmalarına izin verilmiyor.
Daha da kötüsü, artık hiçbir pratik gerekçesi kalmayan bir düzenleme
nedeniyle, Amerikan vatandaşlarının başkan seçilme hakkını
engelliyoruz. Artık anayasayı 21. yüzyılın gereklerine uygun hale
getirmemiz, demokrasimizi daha da demokratik kılmamız gerekiyor."
New
York Times, Bosna’nın ardından Ruanda, Kongo ve Darfur’daki
soykırımların da önlenemediğini hatırlatıyor. Gazete, uluslararası
toplumun soykırımlar olduktan sonra müdahale etmek yerine, olmadan önce
harekete geçmesi gerektiğini savunuyor:
"Eski dışişleri bakanı Madeleine
Albright ve eski savunma bakanı William Cohen öncülüğündeki bir
araştırma grubu, soykırımları gerçekleşmeden önlemeye yönelik bir rapor
hazırladı. Rapor, yeni yönetime pratik bazı tavsiyeler içeriyor.
Soykırımlarla ilgili bir erken uyarı ve önleme mekanizması
geliştirilmesi öneriliyor. Umarız, Obama ve üst düzey yardımcıları,
kendilerini Bush gibi bir köşeye sıkıştırılmış halde bulmadan önce bu
önerileri ciddiye alırlar."